Ben Altıları ‘D Grubu’na benzetirim; bir dernek olmamaları, kafa dengi olmaları bakımından. Paris’ten doğa ile yoğurulmuş soyut karışımı bir anlayışla dönen ’D Grubu’nu andırmaktadırlar bu Altılar.
Artisan Sanat Galerisinde Suna Özkalan’ın denizcileri oturmuşlar, dinleniyorlardı. Ben ise, soluk soluğa, Suna Özkalan’ın görüntülediği engebeli sokaklarda dolaşıyordum. Pencerelerde saksılar vardı. Kadınlar kapıların önüne çıkmışlardı. Kimileri çömelmişti duvar dibine. Hepsine ‘merhaba’ deyip geçtim. TV antenleri yalnızlıklarını yaşıyorlardı. İşlevsizdiler. Çünkü yayın yoktu o sırada...
“Senfoni Orkestraları hayatın yansımasıdır. Onlara bakınca çok sesliliğe rağmen kendin olmayı, uyumu ve demokrasiyi görebilirsiniz. Senfoni Orkestrası resimlerimle çok sesliliğin önemini vurgulayarak sanatın ve demokrasinin ulaşılabilir olduğunu anlatıyorum “